Sıcak Havalar İnsan Sağlığını Tehdit Ediyor

Aksaray Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzmanlarından Dr. Sinan İnci, yüksek seyreden hava sıcaklıklarına dikkkat çekti. Başta kalp ve damar hastalıkları olmak üzere, diyabet, hipertansiyon, kronik böbrek ve akçiğer rahatsızlığı bulunan hastaları da uyardı.

Özellikle aşırı terleme sonucu vucudun sıvı dengesinin bozulduğunu söyleyen Dr. Sinan İnci; vucudun sıvı kaybını dengelemek için günlük 2-3 litre su içilmesi gerektiğini, ilaç kullanan hastalarında doktorlarına başvurarak yaz mesvimi için ilaç ayarlamaları yapmalarını önerdi.

Sıcak havanın kronik rahatsızlığı bulunan insanlarda ilave bir risk oluşturduğunu vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı İnci, hipertansiyonu bulunan ve idrar söktürücü ilaç kullanan hastalara; tuzdan ve yağlı yemeklerden uzak durmalarını tavsiye etti.

Yaz mevsiminde açık renkli, terlemeyi önleyen kıyafetler giyilmesinin daha doğru olacağını ifade eden Kardiyoloji Uzmanı İnci, “Sıcak havalar kronik rahatsızlığı bulunan insanların dışında sağlıklı insanları da etkilemekte. Bu nedenle tarım alanlarında, fırınlarda ve inşaat işlerinde çalışanlar, susamayı beklemeden su içmelidirler” dedi

Yaz aylarında beslenme alışkanlıklarının da değişmesi gerektiğini söyleyen Dr.İnci, ağır ve yağlı yemeklerden özellikle kaçınılmalı, sık aralıklarla sebze ve meyve ağırlıklı yenilmeli, kontrolsüz soda ve maden suyu içiminden kaçınılmalı, tuzdan uzak durulmalı, güneş ışınlarının dik geldiği 11:00-16:00 arasında mecbur kalmadıkca dışarı çıkılmamalı.

Aksaray Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzmanlarından Dr. Sinan İnci, hastalara yönelik bilgilendirme açıklamasında özetle şunları söyledi:

“Yüksek derecelerde seyreden hava sıcaklığı, insanların sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Aşırı sıcak ve nem kalp damar, hipertansiyon, diyabet, böbrek ve akciğer hastaları için ilave bir risk faktörü oluşturmaktadır. Sıcaklığın etkisiyle cilt damarlarımız daha çok genişler, kalbin iş yükü artar, kalp ekstra bir yükle daha fazla çalışır. Bu da koroner kalp ve damar hastalığı, kalp yetersizliği, kapak ve aritmik hastalarda istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Özellikle aşırı terleme ile kaybedilen sıvı yerine konulmadığı takdirde kanın miktarı azalırken konsantrasyonu artar. Koyulaşan kanda pıhtılaşmaya yatkınlık ortaya çıkar. Kalbimiz azalan kanı vücudumuzda dolaştırabilmek için daha fazla çalışmak zorunda kalır ki bu kalp için ilave bir yük demektir. Bu durum tansiyon düşmelerine, aritmilerin tetiklenmesine, şeker hastalarında kan şekerinin düzensizliğine ve aşırı yükselmesine, böbrek yetersizliğinin artmasına yol açabilmektedir.

Hipertansiyonu bulunan ve idrar söktürücü ilaçlar kullanan hastaların yeterli miktarda sıvı almaları çok önemlidir. Aksi takdirde ani tansiyon düşmeleri, böbrek fonksiyonlarında bozulmalar ortaya çıkabilir. Bunun yanında tansiyon düşürücü olarak kalsiyum kanal blokeri kullanan bazı hastaların sıcaklarla birlikte bacaklarında ve ayak bileklerinde gözlenebilen şişliklerde artış olmaktadır. Bu durumdaki hastalar tuz kısıtlamasına biraz daha fazla dikkat etmelidir. Hipertansiyon çoğunlukla herhangi bir şikayete yol açmayan bir hastalık olduğundan çoğu hasta kan basıncındaki değişikliklerin farkına varamaz. Özellikle mevsim değişikliği dönemlerinde kan basıncındaki değişiklikleri daha yakından izlemekte yarar

vardır. Bu nedenle, yüksek tansiyonu bulunan hastalar yaz aylarında herhangi bir sorun yaşamamak için doktorlarına danışmalıdır. Böylelikle bu hastaların ilaç kullanımları eğer hekimleri tarafından gerekli görülürse yaz dönemi için yeniden düzenlenebilir.

Çocukların ve 65 yaş üstü kalp, tansiyon şeker ve böbrek hastalarının, saat 11.00 ile 16.00 saatleri arasında mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmaması uygundur. Tarım, inşaat, fırıncılık gibi sıcak ortamlarda çalışan kişilerin, susamayı beklemeden ara ara su içmeleri uygun olur. Klimalı ortamlarda bulunanların, klima ile dış ortam arasındaki sıcaklık farkını iyi ayarlamaları gerekir. Denize giren hastaların, sıcak ortamda fazla kalarak birden soğuk suya girmeleri kalp krizi riskini artırır” dedi.