Aksaray Haberleri - 12.03.2015 - 8:22
Aksaray Aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu olarak yapılan yazılı açıklamada; Türkiye’nin aile hekimleri olarak halkımızın sağlığını korumak, aile hekimliğine sahip çıkmak için yine bir tıp bayramında sesimizi duyurmak istiyoruz.
Aile hekimliği hiçbir bilimsel, yönetimsel tabanı olmayan yanlış uygulamalar ile bitirilmek istenmektedir. Aile Hekimliği bu ülkenin sağlık göstergelerini en üst düzeylere taşımıştır. Gelişmiş ülkelerin bile kıskandığı başarılara aile hekimleri imza atmıştır. Bugün aile hekimlerinin sunduğu hizmet, aile hekimliği ile ilgisiz görevlendirmelere rağmen gelişmiş ülkelerden daha üst düzeye çıkmıştır.
Aile sağlığı çalışanları bu başarıları diğer ülkelerdeki meslektaşlarından kat be kat fazla çalışarak elde etmiştir. Sağlık Bakanlığı yetkilileri de kendi yaptırdıkları iş yükü çalışmalarında bu durumu kabul etmektedir. Bakanlık açıklamalarına göre Türkiye’ deki bir aile hekiminin iş yoğunluğu Avrupalı bir meslektaşından 3 kat fazladır.
Türkiye’ deki aile hekimleri Avrupalı meslektaşlarına göre 3 kat daha fazla çalışmaktadır.
Ne istedik?
Biz hizmet veriyorken, devlet bizi korusun istedik. Bu ülkenin insanlarına hizmet veren hekimler çalışırken kendilerini güvende hissetsin istedik. Halkımıza hizmet ederken “bugün başımıza bir şey gelecek mi?” kaygısı duymayalım istedik. Sağlık çalışanları darp edilmesin istedik. Sağlık çalışanları katledilmesin istedik. Yeni Ersin Arslan olayları olmasın istedik.
Bakanlık ne yaptı? Sorunu görmezden geldi. Sağlıkta şiddetin sebebini “iletişim eksikliğidir” diyerek geçiştirmeye çalıştı. Bakanlığın göz yumduğu bu magandalık, kurallara uyan halkımızın sağlık hizmeti almasını engellemektedir. Sağlık hizmeti alması gereken kesim değil olay çıkarana önem verilmesi istenmektedir. Bundan zarar gören maalesef hizmet almak isteyen halkımız olmaktadır.
Sağlıkta şiddetin olmadığı, güvenli ortamlarda çalışmak istiyoruz, etkin bir sağlıkta şiddet yasasının çıkartılması istiyoruz.
Ne istedik?
Bizimde ailemiz var; eşimiz var, çocuğumuz var, annemiz var, babamız var. Onlara vakit ayırabilmek istedik. Tüm çalışanlar gibi biz de angarya olmadan çalışmak istedik. Her gün televizyonlardan çalışma saatlerimizin arttırıldığına dair açıklamalar duymayalım istedik. Biz mutlu olalım ki halkımızda mutlu olsun istedik.
Tüm çalışanlar gibi bizde angarya olmadan çalışmak istiyoruz.
Ne istedik?
Halkımıza hizmet ederken, bilimsel değerler dışında bir şey düşünmeyelim istedik. Yöneticilerin kişisel kaprislerini çekmeyelim istedik Yöneticilerin değil halkın hekimi olmak istedik. İş güvencemiz olsun istedik. Yarın da işimizin başında olabileceğimizi bilelim istedik. Her gün iş güvencemiz ile tehdit edilmemek, mobbinge uğramamak istedik.
İş güvenceli çalışmak istiyoruz.
Ne istedik?
Bu kadar çalışıyoruz, emekliliğimizde rahat edelim istedik. Bizimle aynı eğitim ve mesleki kariyer sahipleri ile aynı emeklilik haklarına sahip olalım istedik. Emeklilikte eşdeğerlerimiz gibi bir yaşam sürelim istedik.
Emeklilik şartlarımızın düzeltilmesini istiyoruz.
Buradan tüm halkımıza sesleniyoruz. Kaliteli sağlık hizmeti ancak mutlu, gelecek kaygısı olmayan, kendine de vakit ayırabilen, şiddet korkusu yaşamayan, yönetim süreçlerine katılabilen, çalışanlar ile verilebilir. Çalışanlar yok sayılarak yapılan düzenlemelerin sonuçları ortadadır.
Gelin hep beraber aile hekimliğine sahip çıkalım.
Çalışanın ve hizmet alanın mutlu olduğu, kişisel görüşlerin değil bilimsel verilerin ön plana alındığı, günlük değil geleceği şekillendirecek kararların taraflarca hep beraber alındığı bir aile hekimliği sistemini kuralım. Biz buna varız ya siz?
Sonuç olarak;
Sağlıkta yönetimin aldığı kararlara baktığımızda vesayetçi ve tepeden inmeci bir yaklaşımla kararların alındığını, bir kısır döngü içerisinde olduğunu ve sorunlara kökten değil de geçici çözümler ürettiğini, başka bir ifadeyle sorunları halının altına ittiğini görmekteyiz. Popülist olarak alınmaya çalışılan kararlar sorunların nihai çözümünden uzak olacaktır. Oysaki modern dünyada işler böyle yürümüyor. Modern dünyada otoritenin karar alma mekanizmasında dikkat etmesi gereken en önemli husus sorunun vesayetçi ve tepeden inmeci bir anlayışla değil de sorunun muhataplarıyla (sivil toplum kuruluşları) ortak bir noktada buluşarak çözmesidir. Günümüzün modern yönetim anlayışı, otorite karar alırken uyguladıkları temel ilkenin Yönetişim ilkesi olması gerektiğini söylemektedir. Yönetişim ilkesine göre, otorite yasal bir düzenleme yaparken başka bir ifadeyle kamuyu ilgilendiren bir karar alınacaksa, bu sürece, konuyla ilgili karardan etkilenecek bütün tarafların dahil edilmesi gerekmektedir. Bu ilkeyle, merkezi ve yerel yönetimin yanı sıra, sivil toplum kuruluşlarının da karar alma sürecine katılmaları önem kazanmaktadır. Böylece sivil toplum örgütleri, hazırladıkları raporlar, anketler, bilimsel araştırmalar ile hem yönetimin karar alma mekanizmasında bulunurlar hem de sorunun daha rasyonel çözümüne katkıda bulunmaktadırlar. Böylece sağlıklı çözüme ulaşılmaktadır. Günümüz temsili demokrasilerinin ya da modern yönetim anlayışının gerekliliği de böylece yerine getirilmiş olur. Sorunlar kökten çözülmüş olur.
Uygulayıcıların benimsemediği hiçbir çözüm hem kalıcı olmayacak hem de istenilen sonucu vermeyeceği ortadadır.
Aksaray Haberleri Yaz Temizliği
Aksaray Haberleri Gazeteciler Birliği Basın Bayramı’nı kutladı
Aksaray Haberleri Habere telif, güçlü yerel medya demek
Aksaray Haberleri ASTİM’de yeni Aile Sağlık Merkezi İnşaatı Hızla İlerliyor
Aksaray Haberleri Selçuklu Külliyesinde Çalışmalar Son Aşamaya Geldi
Aksaray Haberleri Aksaray’da 2600 Bağımsız Birimin Yıkımı Gerçekleştirildi
Aksaray Haberleri TİMBİR’den UEFA’nın Merih Demiral kararına sert tepki
Aksaray Haberleri Korsan Haberciliğin Sonu Geliyor
Aksaray Haberleri Vali Kumbuzoğlu; Yümer ailesine taziye ziyaretinde bulundu
Aksaray Haberleri Güvenli İnternet Medya Merkezi (GİMMER) kuruluyor
Yasal Uyarı : Kaynak gösterilerek dahi abone olmadan kısmen veya tamamen kullanılamaz... Birlik Haber Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır - 2021