BEYAZ ELMAS KRİSTAL TUZ

Köşe Yazarları - 26.10.2014 - 14:50

Merhabalar,

Artık bu hafta kristal tuza daha detaylı göz atacağız.

Kaya tuzu ile kristal tuz şekil benzerliği kadar, oluşturduğu mineraller açısından da aralarındaki fark ilk bakışta pek önemli sayılmayabilir. Önemli olan bu tuzların oluşma biçimi, oluştuğu bölgedeki doğal koruma ve kaynaktan çıkartılma şeklindedir. Himalaya Kristal Tuzu milyonlarca yıl çok yüksek basınç altında kristalleşmiş, yüksek basınçla kristalleşen bu tuzlar yoğunlaşarak oldukça ince bir yapıya dönüşmüştür. Himalaya kristal tuzunun insan vücudunda hücre içerisine hiçbir zorlanma olmadan girebilmesinin nedeni bu ince yapısından dolayıdır. Bu yapıya kolloidal yapı denmektedir. Kristal Himalaya tuzu ile Kaya tuzunu kıyaslamak için en güzel örnek taş kömürü ile elmas arasındaki farktır. Taş kömürü ile elmas özünde aynı şeydir ve her ikisi de karbon bazlıdır. Fakat çıkarıldıkları kaynak farklıdır. Elmas da, Kristal himalaya tuzunda olduğu gibi çok yüksek basınç altında yoğunlaşarak sertleşmiş ve saydamlaşmıştır. Taş kömürü hepimizin bildiği gibi saydam değil, siyahtır. Kaliteli taş kömürlerinin daha parlak olduğu ve en kaliteli kömürü elimize aldığımızda, kömürün karalığının elimize bulaşmadığını gözlemlediğimiz gibi, gerçek Himalaya tuzunda da bunu gözlemleyebiliyoruz.

Kaya tuzu oldukça kaba bir mineral yapıya sahip olması nedeniyle hücreye girmesi zordur. Renk bakımından Himalaya tuzunda gördüğümüz şeffaf veya süt rengini kaya tuzunda göremeyiz. Kaya tuzu genelde kirli beyaz, esmer, gri ve ender olarak ara sıra saydamdır.

Kristal Himalaya tuzu iki kıtanın tektonik hareketinden dolayı birbirine yüklendiği yerdeki yüksek basınç ile oluşmuştur. Himalaya kristal tuzun oluşumundaki bu doğal tektonik hareketler tesadüfünün günümüzde insan sağlığı için önemini bilim adamları söylemlerinde kullanmaktadırlar.

Özetlersek Kaya tuzlarımız 60 milyon yıllık, himalayadakiler 200 küsür milyon yıllık Kaya tuzlarımız 30-35 mineralli, himalaya kristali 84 mineralli Kaya tuzu molekülleri 0,30 mikron iken kristalin molekülü 0,16 mikron olup hücre zarından girebilmektedir.

Himalaya tuzu ile Himalaya kristal tuzu arasında dahi farklar mevcuttur.

Dünyanın en iyi tuzları arasında bulunan Himalaya Tuzu, Pakistan’ın bazı bölgelerinden çıkartılmaktadır. Nasıl ki Van’dan gelen her kedi Van Kedisi değilse, Pakistan’dan gelen her tuz da Himalaya Kristal Tuzu değildir. Himalaya Kristal Tuzu şeffaf beyaz olur ve diğerlerine göre daha az bulunur.

Nasıl ki suyun dışında hiçbir şey suyun yerini tutamazsa, tuzun yerini de başka hiç bir şey tutamaz. Ne çay, ne kahve, ne boyalı meşrubat, ne de meyve suları suyun yerine geçemez. Tam aksine, bunlar vücuda alındıgında vücuttaki suyu tüketirler. Bu sıvılar,su yerine alınırsa vücudun susama hissi bastırılır ve vücut su kıtlıgı çeker. Vücut su kıtlıgı çektiginde; * kandaki suyu kullanırsa YÜKSEK TANSİYON, * omurlardaki suyu kullanırsa BEL ve BOYUN FITIGI * kemiklerdeki suyu kullanırsa GUT,ATRİT,ROMATİZMA * akcigerdeki suyu kullanırsa ASTIM * pankreastaki suyu kullanırsa ŞEKER * midedeki suyu kullanırsa ÜLSER hastalıklarını oluşturur. Hücrenin su eksikligi daha da artarsa; beyin hücreye oksijen göndermeyi keser. Oksijen kesilmesi sonucu hücre yaşayabilmek için ilkel, yani oksijensiz-anaerobik solunumu tercih eder. Bu da hücreyi KANSER`leşme denilen sürece götürür.

Arabanın motorunun suyu azaldığında tamamlamazsanız bir gün gelir hararet yapar ve yanar, aynı şekilde yeteri kadar su koymazsanız yemeğin bir süre sonra dibi tutar. Benzer şekilde vücudumuzun da suyu azaldığında tamamlamazsanız gün gelir yanan motor gibi kurur ve hastalıklar baş göstermeye başlar. Buna tıp hastalık der ancak hastalık dediğimiz bu durum aslında bir kurumadır. Nasıl ki su hayatsa susuzluk da ölümdür. Çiçeğe de 3 gün su vermeyin boynunu büker, bir kaç gün daha vermeyin kurur ölür gider. Hasta olmamak için vücudumuzu susuz bırakmayacağız. Günde kilomuza göre 2-3 litre mineralli su kesinlikle içeceğiz. Yemek yemeği unutun su içmeyi ASLA.

Yemeklerin yapımı sırasında damak tadı ve lezzet için ilave edilen tuz, aslında vücudun dogal tuz içindeki minarel ihtiyacı için konulmaktadır. Çünkü tuzun yerini tutabilecek başka hiçbir madde yoktur. Vücudu oluşturan hücrelerin içi ve hücreler arası ortam “tuzlu su“ dur. Anne karnındaki bebek tuzlu su ortamında gelişir. Çünkü hayat tuzlu sularda başlamıştır. Tuzlu su vücuttaki elektriğin üretilmesini ve iletilmesini saglar. Hatta içilen suyun saf su olmaması gerekir. Çünkü saf su vücuttaki minarelleri çözüp, vücuttan uzaklaştırarak vücudu güçsüzlük ve zafiyet içinde bırakır. Benzer şekilde, rafine edilmiş, içindeki dogal minarellerden arındırılmış sofra yani, sanayi tuzu; bırakın vücuda faydasını tam tersine vücudun kurumasının başlıca sebeplerinden biridir. Vücudun bütün rahatsızlıkların giderilmesi, vücuttaki tuzlu su dengesi ile mümkündür.

250 milyon yıl önce yer kabugunun tektonik hareketleri ile oluşan, iç denizlerin kuruyarak yüksek basınç altında sıkışıp yogunlaşması ile kristalleşmiş içinde dogal minarellerin kolloidal biçimde dağılımı ile zenginleşmiş HİMALAYA KRİSTALİ TUZU, vücut için en ideal tuzdur.

Eğer vücudunuzun su-tuz dengesi bozulursa ciddi sağlık problemleriyle baş başa kalırsınız. Sağlıklı olmak için kristal tuzu nasıl kullanmalıyız? Önümüzdeki haftalarda ezber bozan bilgilerimize devam edeceğiz.

Haftaya görüşmek üzere tadınız tuzunuz eksik olmasın.

Tarık Özdolap

Köşe Yazarları Aksaraylı Çocuklar PONY Atlarıyla Buluşacak

Köşe Yazarları Azmi Milli Müzesi 100. Yılına ulaştı

Köşe Yazarları Aktürk’ten Taziye Teşekkürü

Köşe Yazarları Kaya oyma odasında 100-150 yıllık eşyaları sergiliyor

Köşe Yazarları Fatih Millet Bahçesi Kültürel Bir Etkinliğe Kapılarını Aralıyor

Köşe Yazarları Azmi Milli Müzemiz Aksaray Tarihinin İzlerini Üzerinde Barındırıyor

Köşe Yazarları Yaz Temizliği

Köşe Yazarları Gazeteciler Birliği Basın Bayramı’nı kutladı

Köşe Yazarları Habere telif, güçlü yerel medya demek

Köşe Yazarları ASTİM’de yeni Aile Sağlık Merkezi İnşaatı Hızla İlerliyor

Yasal Uyarı : Kaynak gösterilerek dahi abone olmadan kısmen veya tamamen kullanılamaz... Birlik Haber Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır - 2021