Köşe Yazarları - 27.09.2014 - 13:03
Merhabalar, Bundan sonra bu köşede sizlerle buluşacağız ve sağlıklı yaşamın temellerinden bahsedeceğiz.
Nedir sağlıklı yaşamın bu temelleri? Hava, su ve toprak!
Yani, cemre’nin düştüğü, hayatın 3 ana bileşeni.
Hava almazsak 3 dakika içinde ölürüz, su içmezsek 3 gün içinde ölürüz, toprak yemezsek ise 3 ay içinde hücrelerimiz kurumaya ve ölmeye başlar.
“Toprak yemek mi?” Şimdi bir çoğunuzun biz toprak da mı yiyoruz dediğinizi duyuyorum. Aslında direkt olarak toprağı alıp yemesek de topraktaki 84 minerali bir şekilde bedenimize almak zorundayız. İşte bunu sağlayan madde ise topraktaki mineralleri içeren, kristalleşmiş tuzdur. Kristal tuz, elde edildiği bölgeye bağlı olarak, bedenimizde bulunan, yani toprakta bulunan 84 minerali içermektedir. Topraktan yaratıldığımızı hatırlayalım, aynen bizim bedenimizde de topraktaki tüm 84 mineral mevcuttur. Doğru tuzu kullandığımızda vücudumuzun ihtiyacı olan bu mineralleri karşılamış oluruz.
Burada karıştırmamak gereken çok önemli bir nokta var. Tuz derken marketlerde satılan doktorların yasakladığı rafine tuzdan bahsetmiyoruz. Şunu aklınızdan çıkartmayın: İçinde mineral olmayan tuz tuz değildir.
Bugün biraz genel bilgilerden bahsedelim, sonraki yazılarımızda rafine tuzun zararlarından tutun da çeşitlik hastalıklarda suyun ve tuzun yeri nedir, detaylı olarak her konuya girmiş oluruz.
Gerçek doğal tuzun faydaları nelerdir öyleyse? *Doğal tuz doğal ve etkili bir antihistaminiktir. Astım tedavisinde kullanılır. *Doğal tuz vücutta stresi azaltan bir öğedir. *Beyin hücrelerinden asit fazlasının çıkarılmasını sağlar. *Böbreklerdeki asitin temizlenmesini sağlar. Vücutta yeterli tuz olmazsa asitlik giderek artar. *Duygusal ve ruhsal sorunların tedavisinde kullanılır.(lityum içerdiğinden) *Tuzlu su, doğal antioksidan görevlerini yapar ve vücudu zehirli atıklardan temizler. *Tuz, kanserden korunma ve kanser tedavisi için kullanılır. *Tuz, kas sıklığının ve gücünün korunmasını sağlar. *Düzensiz kalp ritmini dengeler, tansiyonu düzenler. *Uyku düzenini sağlar, uykuyu düzenler. Horlamayı önler. *Diyabetik tedavisinde gerekli bir öğedir. *Vücut hücrelerinde, hidroelektrik enerji üretimini sağlar. *Doğumdan ölüme kadar sinir hücrelerinde bilgi ve iletişimi sağlar. *Besinlerin bağırsaklarda emilimini sağlar. *Özellikle astım anfizem ve kistik fibröz vakalarında akciğerleri mukoz salgıdan ve yapışkan balgamdan korur. *Dil üzerine konan tuz, geçmek bilmeyen kuru öksürüğü tedavi eder. *Boğazda balgam toplanmasını ve sinüs tıkanıklığını giderir. *Gut ve guta bağlı artritin önlenmesini sağlar. *Uykuda ağızdan çıkan aşırı tükürük salgısına engel olur. Aşırı tükürük salgısı, vücuttaki tuz yetersizliğinin göstergesidir *Kaslardaki krampların giderilmesini sağlar. *Osteoporoz, su ve tuz yetersizliği sonucudur. *Tuz, kemik yapısının sağlamlığı için gereklidir. *Tuz, serotonin ve melatonin salgılanmasına neden olduğu için özgüvenimizi artırır ve kendinizi daha çok beğenmenizi sağlar. *Libidonun korunmasına yardımcı olur. (libido=insana yaşama gücü veren enerji) *Tuz, çene sarkmasını önler. *Tuz, bacaklarda ve uylukta damarların genişlemesine ve örümcek ağına benzer damar ağlarının oluşumuna engel olur.
Gördüğünüz gibi tuzun faydaları saymakla bitmez. Su ve tuz insanı yaşama döndürür. Doktorlar hastaya genellikle ilk olarak serum verirler, serum ise çoğunlukla binde 9 yoğunlukta tuzlu sudur. Serum yani su ve tuz insan bedeninin kaybettiği suyu yerine koyarken tuzun sağladığı iletkenlikle bizi hayata döndürür. İçimizdeki elektrik devresini kapatır diyebiliriz.
Peki burada şu soru akla gelmektedir. HANGİ TUZ?
Bu sorunun cevabını zaman içerisinde her yazımızda vermiş olacağız. Tuzları genel olarak rafine tuzlar, kaya tuzları, deniz tuzları ve kristal tuzlar olarak ayırabiliriz.
Dünyanın en iyi tuzları arasında bulunan Himalaya Tuzu, Pakistan’ın bazı bölgelerinden çıkartılmaktadır. Ancak nasıl ki Van’dan gelen her kedi Van Kedisi değilse, Pakistan’dan gelen her tuz da Himalaya Tuzu değildir. Himalaya Kristal Tuzu şeffaf beyaz olur ve diğerlerine göre daha az bulunur.
Hepsinin üzerinde ayrı ayrı duracağız fakat ilk baştan fazla kafanızı karıştırmadan Himalaya kristali ile sıradan kaya tuzları arasındaki farktan bahsedelim. Himalaya tuzu ile kaya tuzu arasındaki fark oluşturduğu mineraller açısından belkide pek önemli değildir. Asıl önemli olan oluşma biçimleridir. Himalaya tuzu milyonlarca yıl çok yüksek bir basınç altında kristalleşmiştir. Yüksek basınçla kristalleşen tuzlar yoğunlaşarak oldukça ince bir yapıya dönüşmüştürler. Bu ince yapısından dolayı kristal tuz kollodialdır. Yani hücre içerisine rahatlıkla girebilecek boyuttadır. Himalaya tuzu ile kaya tuzu arasındaki bu fark, taş kömürü ile elmas arasındaki farkla aynıdır. Taş kömürü ile elmas, kimyasal açıdan aynı minerallere sahiptirler. Her ikisi de karbondur. Fiziksel açıdan bakıldığı zaman elmasla taş kömürü tamamen ayrı maddelerdir. Elmas çok yüksek bir basınç altında yoğunlaşarak saydamlaşmış ve sertleşmiştir. Oysa taş kömürü herkesin bildiği gibi karadır ve saydam değildir.
Kaya tuzu ile Himalaya tuzu arasındaki fark da böyledir. Kaya tuzu oldukça kaba bir mineral yapıya sahiptir, dolayısıyla hücreye girmesi zordur. Kaya tuzu kara, esmer, gri ve oldukça ender de olsa, ara sıra saydam olanlarına da rastlanır.
İki kıtanın tektonik hareketinden dolayı birbirine yüklendiği yerdeki yüksek basınç, aynı zamanda kristal tuzun oluşumuna da yardımcı olmuştur. Doğa bu işi yaparken tabiki insana yardımcı olacağını düşünmedi. Ama doğada olan birçok güzel tesadüf gibi, kristal tuzun oluşumunu sağlayan bu tesadüfün de, bugün insan sağlığı için ne kadar önemli olduğunu bilmekteyiz. Genelde inorganik mineraller kaba molekül yapılarından dolayı, insan hücresi tarafından kullanılmaları oldukça zordur. Bu nedenle önce bu minerallerin bitkiler tarafından özümsenmesi gerekir. Kristal tuzun ince yapısından dolayı bu sorun ortadan kalkar. Vücudumuz hiçbir minerali üretme yeteneğine sahip olmadığından vücudumuzda var olan ya da oluşabilecek mineral eksikliğini tamamlamak için kristal tuz kullanabilirsiniz.
Gelecek yazılarımızda rafine tuz nedir? Neden zararlıdır? Ne gibi zararları vardır? Nasıl korunmalıyız? Ne kullanmalıyız? Nasıl kullanmalıyız? gibi bir çok konuya değineceğiz.
Herkese sağlıklı bir yaşam dilerim. Tadınız tuzunuz eksik olmasın.
Tarık Özdolap
Köşe Yazarları Aksaraylı Çocuklar PONY Atlarıyla Buluşacak
Köşe Yazarları Azmi Milli Müzesi 100. Yılına ulaştı
Köşe Yazarları Aktürk’ten Taziye Teşekkürü
Köşe Yazarları Kaya oyma odasında 100-150 yıllık eşyaları sergiliyor
Köşe Yazarları Yaz Temizliği
Köşe Yazarları Gazeteciler Birliği Basın Bayramı’nı kutladı
Köşe Yazarları Habere telif, güçlü yerel medya demek
Köşe Yazarları ASTİM’de yeni Aile Sağlık Merkezi İnşaatı Hızla İlerliyor
Yasal Uyarı : Kaynak gösterilerek dahi abone olmadan kısmen veya tamamen kullanılamaz... Birlik Haber Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır - 2021