SEDEF ve Himalaya Kristal Tuzu

Köşe Yazarları - 06.01.2015 - 22:49

Merhabalar,

Sedef hastalığı (psoriasis), toplumda % 2 oranında, özelliklede 20-40 yaş arası insanlarda daha çok görülen kronik bir deri hastalığıdır. Bulaşıcı olmamakla beraber, insanın sosyal yaşamını ve hayat kalitesini olumsuz etkileyen sıkıntılı bir rahatsızlıktır.

Sedef hastalığı belirtileri: Önce ciltte sınırları belirgin, ortası kepekli bir kızarıklıkla başlar. Kepeklenme genişler ve sedef renkli, devamlı dökülen ölü deri halini alır. Klinik belirtiler çeşitlilik gösterir. Plaklar bazen tüm vücudu kaplar, bazen nokta, damla şeklinde veya tırnaklarda oluşabilir. En çok saçlı deri, diz, dirsek, kuyruk sokumu ve sırtta yerleşir. Koltukaltı ve kasık gibi kıvrımlı bölgelerde ortaya çıkan sedef, egzamayla da karışabilir.

İmmün sistem yani bağışıklık sistemi, vücudun kendisini yabancı yani vücuda girmemesi gereken yada vücuttan atılması gereken maddelere karşı savunduğu öz savunma sistemidir. Kişinin bağışıklık sistemi güçlüyse; yabancı madde olarak algılanan, mikrop, bakteri, besin artıkları, allerjenler veya tümör, savunma sisteminin temel hücreleri olan akyuvarlar tarafından yok edilirler.Eğer kişinin bağişıklık sistemi zayıf ise, yada kontrolü bozulmuş ise bize ait olanı veya olmayanı ayırt etme yeteneğini kaybeder. Mikroplara ve kanser hücrelerine zarar versin diye sakladığımız akyuvarlar kendi vücudumuza zarar vermeye başlarlar.

Peki sedef hastalığı nedir? Sedef hastalığı kendini deride göstermesine karşın,aslında bağışıklık sisteminin işleyişinin bozulması sonucu ortaya çıkar. Tıp sedef hastalığının sebebini genel olarak genetik bozukluğa özel olarak ise sindirim sistemi bozukluğuna bağlar. Sindirim yoluyla dışarı atılamayan zararlı maddeler, deri yoluyla atılmaya çalışılır. Halbuki sorun sindirim yoluyla vücuttan dışarı atılamayan zararlı maddeler, deri yoluyla dışarı atılmaya çalışıldığı zaman ortaya çıkar.

Akyuvarlar bu dışarı atım sırasında deri hücrelerine sürekli saldırılar düzenleyerek cilde zarar verirler. Akyuvarların tahrip ettiği cilt kalınlaşır ve normal yapısını kaybeder. Deri hücreleri kendilerini normalde 21 ile 30 gün arasında yenilerlerken sedef hastalıklarında bu süre 3 ile 6 güne kadar düşebilmektedir. Yani vücut 30 günde oluşturacağı cildi 3 günde oluşturmaya çalışır. Bu cilt de normal cilt gibi sağlıklı bir cilt olmaz. Kuru bir deri oluşur, üzerinde gümüş renkli sedefli pullar ortaya çıkar. Ağrı ve sızı yapan çatlamalar, kabarcıklar oluşur. Sedefin tetiklenmesinde duygusal gerilimler ve özellikle stres çok etkilidir.

Hücrede özümseme olayları sonucu ortaya çıkan toksinler,vücuttan atılması gerekir. Bildiğimiz gibi, bu ancak vücuda yeterli su alındığı zaman olabilmektedir. Ama vücut kronik bir su kıtlığı altında yaşıyorsa, yaşamın sürekliliğini sağlamak için başka çözümler arar. Bu çözümlerden biriside bu toksinlerin deri yoluyla dışarı atılmasıdır.

Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için hemen su, tuz-mineral takviyesi düzenli olarak yapılmalıdır. Mümkünse tuz banyosu, mümkün değilse akşam yatarken ve sabah kalkıldığında cildin sorunlu bölgeleri sole ile ovulup üzerinde kuruması sağlanmalıdır.

Aşırı stres,piskolojik sıkıntı, heyecan, aşırı duygusal gerilim gibi faktörlerde sindirim sistemini etkilediğinden sedef hastalığı için birer riziko faktör oluştururlar. Sağlıklı düşünebilen her insan, bağışıklık sitemi bozukluğunun sebep olduğu bir hastalığı, gene bağışıklık sistemini baskı altına alan ilaçlarla çözülemeyeceğini bilir. Oysa sedef hastalığının çözümü tuzlu su kürü ile mümkündür.

Sedef hastalığı nasıl geçer: Normal deri birkaç haftada yenilenirken, bu hastalıkta hücreler kendini hızla birkaç günde yeniler. Müzmin bir sıkıntı olan sedef, hafiflese bile şiddetlenerek tekrar ortaya çıkar. Lokal durumlarda sedef hastalığı tedavisi için verilen kortizonlu kremler ancak geçici rahatlama sağlar. Işık (fototerapi) veya ilaç tedavilerinin yan etkileri de ayrı bir sıkıntıdır. Tam rahatlama, Himalaya tuzu ile hazırlanan ve “sole” denilen çözelti ile sağlanabilir. Sedeften başka, egzama, uçuk, iltihaplı lezyonlar, siğil ve akne gibi birçok cilt hastalıkları için mucize olan ve 84 minerali bünyesinde hapsetmiş, kristal oluşumlu bu tuz, ince molekül yapısı sayesinde hücreden içeri girebilen tek maddedir. Himalaya tuzu çözeltisi katılmış ılık banyo kürleri ( haftada 2 gün- 20’ şer dakika) veya uygulanacak pansumanla cilt yenilenir, nemlenir ve canlanır. Bu çözelti için; Himalaya tuzu cam kavanoza konur, üzerini 1 parmak geçene dek içme suyu ilave edilir ve eriyene dek 4-5 saat beklenir. Bir çay kaşığı sole katılmış bir bardak su içmek de kan basıncını dengeler.

Bütün cilt hastalıklarına karşı tedavi edici olduğu gibi sedef hastalığına da tuzlu su banyosu iyi bir tedavi yöntemidir. Banyo suyunun yoğunluğunu %1 ile başlayarak %8e kadar çıkarabilirsiniz. Suyun aşırı sıcak olmamasına dikkat edin. 37 derece vücut sıcaklığında olması gerekmektedir. Banyo suyunun yoğunluğu ne kadar yüksek olursa, kan dolaşımını o kadar etkiler ve vücudu yorar. Bu nedenle banyoda yalnız olmamaya özen gösterin. 20 dakikadan fazla kalmayın. Banyodan çıktıktan sonra duş almayın. Vücudunuzu ya hava ile kurutun yada havluyu bastırmadan silerek kurutun. Banyo alamadığınız zamanlarda doymuş tuzlu suyu (%26 lık) derinizin sorunlu yerlerine direk sürebilirsiniz.Bunu günde üç kez tekrarlayabilirsiniz. Tuzlu su banyosuyla vücudunuz, özellikle de deriniz, ozmoz yoluyla ihtiyacı olan mineralleri direk alacağından kendini yenilemesi ve güçlenmesi kolay ve çabuk olacaktır. Yatarken mümkün olan yerlere tuzlu su bezi sararak yatın.

Sedefin japonlarda, kızılderililerde ve zencilerde olmaması da çok ilginçtir. Bunun yanında vücutta asit yapan yiyeceklerden kaçınmamız gerekir. Bunlar çoğunlukla,alkol,kahve,şeker ve şeker ürünleri, hayvansal proteinlerdir.

Tedavi için gerçek kristal kullanmak etkiyi arttıracaktır ve tedavi süreci kısalacaktır.

Hepinize sağlıklı bir yeni yıl dileriz.

Haftaya görüşmek üzere tadınız tuzunuz eksik olmasın.

Tarık Özdolap