Cemaatler neden var

Genel olarak İslam’ın ve Müslümanların birlik ve beraberliği anlamında kullanılan cemaat, İslam Tarihinin merkezinde yer alan kavramlardandır.

Avrupa’da ve Almanya’daki cemaatleşme çok önemlidir ve buradaki insanlarımızın olmazsa olmazlarıdır cemaatler.

Hayatının her alanında görülmek istenir…

Mutlu gününde, kederli gününde, üzüntülü gününde yanında olmasını arzular insanlar.

Böyle bir cemaat yapısı bizde varmıdır? yani camilerin ve cemaatlerin dünyası ne kadar geniş?

Yirmi dört saat ulaşabileceğimiz bir cemaat varmı Avrupa’da.

Avrupa’da cemaatler asli görevleri insanlara hizmette hangi noktalar acaba.

Beklenen, gözlenen, ocaklar yakan cemaatler oldularmı.

Kapısı kapalı olan evler, bir tas çorba bekleyen yaşlılarımız her gün kapıya bakıyorlar.

Sosyal yardımla geçinmeye çalışanlar, tafel derneklerinin kapısında saatlerce bekleyen insanlarımız.

Yolunu şaşırmış gençler var.

Teselliyi içkide, kumarda arayan insanlarımız var.

Ellerimizden alınan çocuklarımız.

Dağılan aileler.

Var oğlu var…

Caminin dışında da bir dünya var bunun farkındalarmı.

Sosyal hizmet nedir biliyorlarmı?

Hz.Ömer gibi kapı kapı gezip, garip-guraba, aç- açık, şaşırmış, düşmüş insanların yarasına merhem, gönlüne umut olmak varken ne ile uğraşıyoruz.

“Sosyal Hizmetler” deyince ne anlıyoruz.
Herhalde Hacc, Kurban, Zekat ve Fitre ile sınırlı sanıyoruz.

Acaba biz müslüman bir toplulukmuyuz?

Müslümanlar olarak çevremize insanlarımıza yeterli derecede sahip çıkabiliyormuyuz yoksa bizler bu işin edebiyatınımı yapıyoruz.

Cemaatlerin amacı kendi hanesindeki insanların sayısını arttırmak değil, insanların kalitesini arttırmaktır.

Cemaatlerin amacı halktan aldığı paralarla zengin olmak değil, toplumun fakirleşmiş yapısını çeşitli katkılarla azaltmaktır.

Onların derdi sırça köşklerinde halkın dertlerinden bi-haber duyarsız yaşamak değil, her ferdin dertlerine ilaç olabilmektir.

Günümüzde İslam anlayışı deyince ne anlaşılıyor, İslam adil olmayı, adaletli olmayı emreder.

Mazluma, yolunu şaşırmışa, adelet arayana, hakkı yenene, dışlana, sahip çıkabiliyormuyuz.

Bakım evlerinde beklenen insanlar olabiliyormuyuz.

Dünya coğrafyasındaki mağdurlara sahip çıkıyoruz onlara yardımlar yapıyoruz ve yapılmalıdır elbette fakat yanıbaşımızda vefat eden müslüman kardeşimizin ölümünden haberimiz yok.

Cemaatler toplumun sosyal bağını güçlendirici roller alsa yani hizmet alanını biraz daha sosyal alana kaydırsalar daha hayırlı hizmet yapmış olurlar.

Barış, sevgi ve hoşgörü dini olan İslam’ı, içinde yaşadığımız topluma anlatamadığımız gibi kendi kardeşlerimize anlatamadık.

Osmanlı devletinde kurulan vakıflara baktığımızda öncelikli olarak insanlara hizmet öne çıkıyor ve insanlar arasında ayrım gözetmiyor.
Yani Vakıflaşma var.
Bizim cemaatlerimizin insanlara hizmet etmek için kaç tane vakf kurmuş ve hizmet veriyor.

Osmanlı’da kurulan vakıflar…
1. Güzel Yazı Öğretme Vakfı,
2. Sokak Hayvanlarına Ekmek Verme Vakfı,
3. Hastalara Evinde Bakma Vakfı,
4. Kızlara Çeyiz Hazırlama Vakfı,
5. Duvar Yazılarını Silme Vakfı,
6. Kadın Sığınma Evi Vakfı,
7. Sıcak Pide Dağıtma Vakfı,
8. Yaz Günlerinde Soğuk Su Dağıtma Vakfı,
9. Kışın Abdest Alanlara Sıcak Su Temin Etme Vakfı,
10. Sıcakta Sebillere Kar Koyma Vakfı,
11. Yol Güvenliğini Sağlama Vakfı,
12. Helalleşme Vakfı,
13. Hristiyan Esirleri Kurtarma Vakfı,
14. İlkokul Hocalarına Tütünü Yasaklama Vakfı,
15. Yoksul Mahkumlara Harçlık Verme Vakfı,
16. Güvercinhane Yaptırma Vakfı,
17. Leylekleri Koruma Vakfı,
18. Dara Düşenlerin Vergisini Ödeme Vakfı,
19. İflas Eden Tüccarlara Yardım Vakfı,
20. İlmi Kitapları Bağışlama Vakfı,
21. Şehit ve Sahabe Türbelerini Tamir Etme Vakfı,
22. Şehir Estetiğini Koruma Vakfı
Kaynak: Prof. Dr. Sıtkı Göksu
Kaynak: İlginç Vakıflar / Vakıflar Gen. Müdürlüğü Yayını

Cemaatler insanlara ve çevreye hizmet ederken inşallah atalarımızı örnek olarak alırlar.