Hükümet Sisitemi 150 Yıldır Tartışılıyor

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin, başkanlık sistemine ilişkin yaptığı konuşmasında, toplumun karşısında hep bir kişiyi sorumlu görmek istediğini, akademik çalışmaların da buna işaret ettiğini belirterek, hükümet sisteminin 10 yıl önce başlayan değil, 1876 yılından beri tartışılan bir konu olduğunu söyledi.

– Bakanlık ve Müdürlükle Uyum İçinde Çalışıyoruz –

Tekin, Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Konferans Salonu’nda düzenlenen, “Başkanlık Sistemi ve Kuvvetler Ayrılığı Sistemi Tartışmaları” başlıklı konferansa katıldı. Etkinliğin açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Yusuf Şahin, Milli Eğitim Bakanlığı ve Bakanlığın ildeki temsilcisi olan Milli Eğitim Müdürlüğü ile pek çok alanda işbirliklerinin olduğunu söyledi. “Onların bizim işimizi kolaylaştıran önemli paydaşlarımızdan birisi olduğunun farkındayız” diyen Şahin, kurumlar arası işbirliği ile yürütülen bazı çalışmalardan örnekler verdi ve şunları söyledi: “Tıp Fakültesi’nin kabulü sürecinde, Sağlık Yüksekokulu’nun Sağlık Bilimleri Fakültesi’ne dönüşümünde ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nün kurulmasında Bakanlığımız bize ciddi destek verdi. İl düzeyinde ‘Kütüphanesiz Okul Kalmasın’ projesi kapsamında 5 okulumuza kütüphane kurduk, 5 okul için de çalışmalarımız son aşamaya geldi. Bunun yanı Sıra CNC Tezgâhı yatırımımızı Milli Eğitim Müdürlüğümüzün desteği ile daha işler hale getireceğiz. Kendilerine, bizlere sundukları değerli katkıları münasebetiyle çok teşekkür ediyorum” dedi.

– Tartışmalar Birinci Meşrutiyetle Beraber Başladı –

Yapılan açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen MEB Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin, 1876 yılında ilan edilen I. Meşrutiyet’le beraber hükümet sisteminin tartışılmaya başlandığını söyledi. Tartışmanın halen devam ettiğini belirten Tekin, “Yaklaşık 150 yıldır hükümet sistemini tartışıyoruz. Bu konu ne bugün, ne de bundan 10 yıl önce başladı. Peki, Türkiye Cumhuriyeti 150 yıldır tartıştığı bir konuyu çözemeyecek kadar aciz bir devlet midir? Bunca senedir hükümet sistemini tartışırken, niye bu sorunu çözemiyoruz? Bu çok önemli” dedi. Türkiye’de bazılarının, parlamenter sistemin anayasaya tam kurgulanmadığı için hükümet sisteminin halen tartışıldığını savunduğunu ifade eden Tekin, şöyle devam etti: “Parlamenter sistemin sağlıklı bir şekilde uygulanması durumunda bu tartışmaların aşılacağını düşünenler var. Onlara cevaben söylüyorum; Türkiye’de parlamenter sistem 1909 ve 1961 Anayasalarında sağlıklı şekilde oturtulmuştur. Bu ülkenin en çok acı çektiği dönem de bu dönemlerdir. Dolayısıyla, bu parlamenter sistemin anayasada tanınmasıyla bizim sorunun çözüleceğine dair bilimsel bir veri yok. Elimizdeki iki örnek de kötü, ikisinde de sıkıntı yaşadık.”

– Bizim Bir Kişiye Hesap Sormamız Lazım –

Bütün eski Türk devletlerine bakıldığı zaman, yürütmeden sorumlu tek bir kişinin bulunduğunu dile getiren Tekin, “Bugün, hangi dönemden konuşursak, o bir kişi hakkında konuşuruz. II. Abdulhamit, Atatürk, İsmet Paşa dönemleri gibi… Hep böyle tanımlarız. Biz toplumsal olarak karşımızda hep bir kişiyi sorumlu görmek istiyoruz. Bütün dünyadaki demokratik devletlerin yaptığı gibi, bizim de kendi toplumsal algımızı oluşturup, onun analizini yapıp, ona göre bir tanımlama yapmamız lazım. Bunu yapan tüm akademik çalışmalar, Türkiye’deki toplumun bir tane sorumlu görmek istediğini gösterir. Demek ki bizim yürütmeyi, hükümeti tek başlı yapmamız lazım. Bizim bir kişiye hesap sormamız

lazım. Seçimi de 4-5 yılda yaptığımızda, karşımıza bir tane muhatabın çıkması lazım” dedi. Yeni anayasada halk tarafından seçilen yürütmenin tek başlı ve yasama ile yürütmenin de kesin olarak birbirinden ayrı olması gerektiğinin de altını çizen Tekin, bu durumda yaşanan karışıklığın ortadan kalkacağını vurguladı.

– Beni Yönetenin Kim Olduğunu Bilmek İstiyorum –

En büyük beklentisinin, yeni anayasa ile beraber, yönetenin en belirgin şekilde ortaya çıkması olduğunu kaydeden Doç. Dr. Tekin, şöyle devam etti: “Yeni anayasada, beni yönetenin kim olduğunu bilmek istiyorum. Bu sorunun cevabı net olsun; Cumhurbaşkanı mı, Başbakan mı? Seçimde kime hesap soracağımı, kimin taahhütlerini yerine getirip getirmeyeceğini bileyim. Bizi kimin yöneteceğine bizim karar vermemiz lazım. Kim yürütmenin başında? Bunu bilmek istiyorum. Diğer durum ise yasama ve yürütme birbirinden ayrı olsun; benim yeni anayasadan beklentim bu. Bunları yapmamız durumunda, meseleyi dışarıdan okuyan üçüncü bir göz ‘Türkiye’de başkanlık sistemi var veya yok’ diyecek. Ben Türkiye’deki bu problemlerin artık çözümünü istiyorum; güçlü, milli iradenin egemen olduğu bir Türkiye istiyorum; hukuk devletinin kurumsallaştığı bir ülke istiyorum. ‘12 Eylül Anayasasını askerler, darbeciler yaptı’ diyoruz ama üzerinden kaç yıl geçti hala değiştiremedik. Hala askerlerin, darbecilerin kendileri için tanımladıkları unsurlara uygun davranmak durumundayız. Bunu artık değiştirmeliyiz.”

Konferansa, İl Milli Eğitim Müdürü Hacı Ömer Kartal, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Etkinliğin sonunda Rektör Şahin, Müsteşar Yusuf Tekin’e Türk Bayrağı ve çeşitli hediyeler takdim etti. Ayrıca Müsteşar Yusuf Tekin, ASÜ Rektörü Şahin’i makamında da ziyaret ederek istişarelerde bulundu.