Kas Testiyle Sağlığımızın Değerlendirilmesi

Bu yazımızda batıda 1960 lı yıllardan itibaren kullanılmaya başlanan, fakat Türkiye de yeni yeni kullanılmaya başlayan klinik kinezyoloji ile ilgili bilgiler vereceğim.

Kinezyoloji özünde kas testi temeline dayanır. Yapılan bu özel yöntemle vücudun gizli mesajlarını ve geleneksel yaklaşımlarla cevap bulamadığımız sağlık sorunlarımızın derin nedenlerini ortaya çıkarırız. Vücut kas testine verdiği tepkiyi değiştirerek bizimle konuşur. Klinik kinezyoloji vücut fonksiyonlarındaki değişimleri,henüz fiziksel olarak kendini göstermeden önce ortaya çıkaran bir erken uyarı sistemi gibidir.bu yeni teşhis metodu ile enerji dengesizlikleri yada fonksiyon bozukluklarını, henüz kalp hastalığı,kanser yada başka ciddi bozukluklar gelişmeden önce fark eder.

Klinik kinezyolojinin öncülerinden Dr.Alan Beardall vücudun, içeride neler olduğunu,neye ihtiyacı olduğunu ve kendisini nasıl iyleştireceğini bildiğine inanmaktadır. Ne yazık ki, günümüzde pek çok insan çeşitli laboratuvar testlerine büyük paralar harcamasına rağmen hastalıklarının tam tanısını bulamıyor. Çünkü bu testler çoğu zaman vücut fonksiyonları ileri derecede bozulmadan önce belirti vermeyebiliyor. Örneğin böbreklerin atıkları temizle hızı diye tabir edebileceğimiz glomerül filtrasyon hızı 35-50ml/dak. altına inmedikçe hasta da belirtiler görülmeyebilir. Oysa yaş ve cinsiyetle değişmekle birlikte bu oran 20-30 yaş aralığındaki erkeklerde 130 ml/dak/1,73 m2 dir.

Vücudun organları, aynen bir yap bozun parçaları gibi birbirlerine bağlıdır. Tek bir parçayı ayırıp tamir etmek mümkün değildir. İşte klinik kinezyoloji vücudun bir parçasındaki ağrı ve belirtilerle, o ağrı yada belirtinin altında yatan nedeni ve bağlantıyı açığa çıkarır. Sıklıkla neden belirtinin görüldüğü yerde değildir. Örneğin; bazen çürük bir diş sizin bel ağrınızın nedeni olabildiği gibi, başka bir hastada tüm uğraşlara rağmen geçmeyen baş ağrılarının sebebi geçirilmiş bir sezeryan skarına bağlı olabilir.

Bazı hastalıkların vücudumuza yansıma noktaları.