MS Kadınlarda daha sık görülür

Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Uzmanlarından Uzm. Dr. Reyyan Ezer, Halk arasında MS olarak bilinen Multipl Skleroz hastalığı ile ilgili olarak, vatandaşları bilinçlendirme, hastalığa dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için açıklama yaptı.

Nöroloji Uzmanı Dr. Reyyan Ezer; Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Multipl Skleroz(MS) Federasyonu tarafından her yıl Mayıs ayının son Çarşamba günün Dünya MS Günü olarak ilan edildiğini, bu özel günde MS hastalığına dikkat çekilerek ve farkındalık oluşturmak için çeşitli açıklama ve etkinlikler yapıldığını ifade etti.

MS (Multipl Skleroz)‘un, sıklığı, kronikliği ve genç erişkinleri etkileme eğilimi dolayısıyla nörolojinin en dikkat çekici hastalığı olduğunu söyleyen Dr. Ezer, MS hastalığının kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha sık görüldüğünü söyledi.

Dr. Ezer; “Hastalık en çok 20-40’lı yaşlarda karşımıza çıkmaktadır. Ancak 60’lı yaşlara kadar da vakalar görülmüştür. MS hastalığının kesin nedeni belli olmamakla birlikte genetik eğilim göstermektedir. MS (Multipl Skleroz) beyinde ve omurilikte sinir sinyallerini taşıyan sinir tellerinin etrafındaki kılıfın hasar görmesi sonucu oluşan bir sinir hastalığıdır” dedi.

MS (Multipl Skleroz) BELİRTİLERİ

AEAH Nöroloji Uzm. Dr. Reyyan Ezer; “MS (Multipl skleroz) otoimmun bir hastalıktır, vücudun bağışıklık sistemi kendi dokusunu yabancı zannederek ona saldırıp, bulaşıcı olmayan, vücutta geri dönüşümü olmayan etki ve hasarlara yol açar. Bu nedenle her hastalıkta olduğu gibi MS hastalığında da erken teşhis tedavi şansını arttırır. Özellikle kişi de aniden gelişen uyuşukluk, güçsüzlük, görme bozukluğu, çift görme gibi belirtiler ortaya çıkarsa vakit kaybetmeden bir nöroloğa başvurulmalıdır. Hastalık, kol ve bacakta ani olarak başlayan kuvvet kaybı, uyuşukluk, karıncalanma, his kaybı, görme kaybı ve çift görme belirtileri ile daha az sıklıkla yürümede dengesizlik, titreme, bağırsak ve mesane problemi, cinsel işlev bozuklukları da olabilir. MS (Multipl Skleroz) atakları, başlangıçta takip eden günler ve aylar içinde düzelme gösterse de, 10 yıl içinde düzelme dönemleri görülmeden vücutta geri dönüşümü mümkün olmayan hasarlara yol açarak ilerleyici bir seyir izler” dedi.

MS (Multipl Skleroz) TANISI

Dr. Ezer hastalığın tedavisinin uzun bir süreç gerektirdiğini ve ilerleyici bir hastalık olduğu için vücutta geri dönüşümü olmayan etki ve hasarlar bıraktığını söyledi.

MS hastalığın tanısı hakkında da bilgiler veren Ezer, şöyle devam etti:

“Genç erişkin bir hastada ani gelişen ve belirli bir merkezi sinir sistemi bölgesinde lokalize doku kaybını işaret eden güçsüzlük, uyuşukluk, karıncalanma, görme kaybı olgularla bize müracaat eden hastalarda, ilk yaptığımız kontrastlı olarak beyin ve omurilik bölgelerine yönelik magnetik rezonans (MR) görüntülemesidir . MR çekiminde verilen kontrast madde sayesinde sinir dokusundaki kılıfın zedelenmesiyle hasarlanmış olan bölge görülür. Klinik

bulguların ve MR görüntülemenin MS düşündürdüğü bu olgularda beyin omurilik sıvısı incelemesi ve sinir ileti ölçümleri gibi işlemlerle kesin olarak MS tanısı konur” dedi.

MS (Multipl Skleroz) TEDAVİSİ

MS hastalığının iki tip tedavi şekli olduğunu söyleyen Nöroloji Uzmanı Dr. Ezer; “Hastalığın tanısının konulmasından sonra, MS ataklarının bağışıklık sisteminin merkezi sinir sistemine yaptığı saldırıyı durdurmak için kortizon içerikli ilaçlar kullanılır. Yine hastalığın olası ilerlemesini durdurmak için bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanılmaktadır. Son yıllarda gelişen tıbbi cihazlar ve geliştirilen ilaçlarla MS hastalarında yüz güldüren sonuçlar alınmaktadır. MS hastalarında, vücutta oluşabilen kalıcı hasarlar ve hasta üzerinde kronik bir hastalıkla mücadele etmenin getirdiği psikolojik etkiler nedeniyle fizik tedavi ve rehabilitasyon ile psikolojik destek içeren multidisipliner uzun bir tedavi süreci mevcuttur” dedi.

Dr. Ezer, son olarak “MS hastalığı ile akılda tutulması gereken en önemli nokta, aniden gelişen uyuşukluk, güçsüzlük, görme bozukluğu, çift görme gibi durumlarda vakit kaybetmeden nöroloğa başvurulması gerektiğidir” dedi.