Yeni Türkiye’de Din

Başbakan Başdanışmanı Yazar Necdet Subaşı, Türkiye’nin 2000’lerden itibaren farklı bir bağlama, farklı bir düzleme girdiğini, bu nedenle “Yeni Türkiye” kavramının AK Parti ile birlikte daha fazla ilgi çekmeye başladığını belirtti.

– Yeni Türkiye Kavramıyla Ne Anlatılmak İsteniyor? –

İlim Yayma Cemiyeti tarafından Aksaray Üniversitesi’nde (ASÜ) düzenlenen konferansta “Yeni Türkiye’de Din” başlıklı sunum gerçekleştirildi. Etkinliğin açılışında İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Ali Boysak ve ASÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Şahin kısa birer selamlama konuşması yaptı. Daha sonra kürsüye gelen Necdet Subaşı, bir yandan dini dışardan bakarak değerlendirmeye çalışan seküler bir çizgi, diğer yandan ise “Ne olacak bizim halimiz?” diye içerden konuşan, sorular soran bir kitle olduğunu belirtti. “Yeni Türkiye” kavramı üzerine konuşarak sözlerine başlayan Subaşı, “Bu kavram bir dönemi yüceltmek, o dönemi diğer başka dönemlerden ayrıştırarak kutsamak için seçilmiş bir kavram değil. Yeni bir dönemde yaşadığımız gerçek. Ama bu, her durumda önemsenecek, her durumda altı çizilecek bir kavram da değil. Yeni dönem, Türkiye’nin bilinen çerçevesine uymayan bir süreci açıklamak için kullanılıyor. Yani Cumhuriyet kurulurken ortaya çıkan mantaliteyle, o gün geçerli olan paradigmalarla bugün geçerli olan paradigmaların aynı olmadığını, biraz Cumhuriyet Tarihi okuyanlar bilirler. Kuruluş döneminin dini-siyasi ortamıyla, bugünün dini-siyasi ortamının karşılaştırılamayacak kadar farklı olduğunu söyleyebiliriz. Bugün Yeni Türkiye dediğimizde, özellikle 2000’lerden itibaren farklı bir vizyona, farklı bir yönelime kendini kaptıran, dolayısıyla yeni sorularla, yeni eksenlerle ve yeni karşılaşmalarla kendini inşa eden bir Türkiye’den bahsediyoruz” dedi.

– 2000’lerden İtibaren Türkiye Farklı Bir Bağlama Girdi –

Bu süreç değerlendirilirken sadece alkışlamak ya da yüceltmek yerine, “Aslında ne oluyor? Olan biten nedir?” sorularını da soğukkanlı bir şekilde konuşmak gerektiğine değinen Necdet Subaşı, “Kırmamak, bozmamak, yozlaştırmamak, insanları umutsuzluğa kaptırmamak ama boşu boşuna da umuda kaptırmamak gerekiyor. ‘Türkiye’de işler nasıl gidiyor?’ sorusunu bir de ‘Türkiye’de din nasıl gidiyor?’ şeklinde sormak lazım. 1930’ların başında Alman bir bilim adamı, Türkiye’de Cumhuriyetle birlikte değişen dinin temel parametrelerini ele aldı ve orada, Atatürk’le başlayan yeni dini söylemlerin hangi mecrada ilerlediğini sorgulamaya çalıştı. Yeni Türkiye kavramını bugün AK Parti ile birlikte kullanmak daha fazla ilgi çekiyor. Çünkü Cumhuriyet’in temel örüntülerini, temel yönelimlerini tartıştığımızda, 2000’lerden itibaren Türkiye’nin çok farklı bir bağlama, çok farklı bir düzleme girdiğini görüyoruz. Din artık kamusal alanda tüm tezahürleriyle birlikte görülmeye başlıyor. Din dediğinizde bazıları cami, bazıları ezan sesi, bazıları tesettür-türban gibi kavramları görebilir. Din dediğinizde bazıları Besmeleye, Kelime-i Şehadete takılır; bazıları IŞİD’e, bazıları Taliban’a takılır. Ama din dediğiniz şey eğer hayatta görülmeye başladıysa, her şeye sinerek var olur. Sadece görünen fiziki göstergeler değil, aynı zamanda manevi sayılabilecek göstergelerde de kendisini ifade etmeye başlar” dedi.

Kavramların detaylı şekilde anlatıldığı sunumun ardından Yazar Necdet Subaşı, soruları yanıtladı.