Başarı Hikayem

Köşe Yazarları - 07.11.2017 - 8:00

1975 Senesinde Balıkesir ili Bigadiç ilçesinde doğdum. Sırasıyla istanbul Haznadar Abdi ipeki ilkokulu .Haznedar ortaokulu ve Ataköy Lisesini bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım ve 1998 senesinde Marmara Üniversitesi Hukuk fakültesinden mezun oldum.İstanbul Barosunun bir çok merkez ve komisyonunda görev aldım ve halen almaktayım.Örneğin Adli yardım ve cmk da hala görev yapmaktayım.İstanbul Barosunun ve tüm baroların genç Avukatlara sunduğu cmk ve Adli yardımda görev alma imkanını beni ve tüm Avukatları Adliyelere hazırlayan çok güzel bir sistem olduğunu düşünüyorum. Lise yıllarında artık üniversite sınavının da yaklaşması nedeni ile hedefimi tam ve net olarak belirlemiştim . Lise yıllarında içimde bir Hukuk sevdası başladı.Bunda rahmetli babamın da polis memuru olması ve beni sürekli Hakim savcı Avukat olmaya doğru olumlu bir şekilde yönlendirmesi de etkili oldu.ve ben fakülte biter bitmez diplomamı aldığım gün rahmetli babamı da zorlayarak soluğu İstanbul Barosunda aldım. Rahmetli babam bu kadar aceleci olmamamı çok zor bir fakülteyi bitirdiği çok yorulduğumu biraz kendime zaman ayırmamı dinlenmemi biraz tatil yapmamı söylese de benim içimde yanan bir hukuk aşkı ve ateşi vardı.Bu ateşi de ancak Avukatlık cüppesini giyip Adliyelerde duruşmalara girerek söndürebilirdim. Bu nedenle ben babama “Baba benimle beraber Baroya geliyor musun? Diye sordum Eğer gelmeyeceksen ben tek başıma Baroya gideceğim “diye ne kadar kararlı olduğumu vurguladım.ve nihayet birlikte soluğu Baroda aldık Baroya kaydımı yaptırdıktan sonra stajyer Avukatlık sürecim başladı.6 Ay Bakırköy Adliyesinde Adliye stajımı tamamladıktan sonra şimdi sıra iyi bir Avukatın yanında staj yapmam gerekiyordu. Çünkü ben idealist bir insandım. Ve idealim hep iyi bir Avukat olmak başarılı bir Avukat olmaktı.Bunun için ne gerekiyorsa yapabilirdim. Gece gündüz çalışabilirdim.ve çalışıyordum da . Stajyerlik dönemim de iyi bir Avukat araştırmasına girdim. Ve babama beni DEVLET Güvenlik Mahkemesine götürmesini çünkü buraya seçkin bilgili çalışkan Avukatların geleceğini ve ben kendim staj yapacağım Avukatı orada duruşma esnasında izleyip seçeceğimi söyledim. Babama da beni kırmadı ve DGM ye gittik.orada benim bu derece başarılı olmam da çok çok etkili olan Avukat İbrahim Eriz bey üstadımı tercih ettim. Çünkü duruşma esnasında çok fazla aşırı konuşmaması yerli yerinde konuşması ve hakimlere karşı saygılı tutumu ve hakimleri çok fazla sıkmaması beni etkilemişti.AV.İbrahim beyin duruşmasının bitiminde hemen koşarak yanına gittim ve kendisinden kartvizitini istedim. Kendisinin yanında staj yapmak istediğimi belirttim.o da beni kırmadı ve bürosunda beni çok iyi bir Avukat olarak yetiştirebileceğine dair söz verdi.Ben de kendisinin yanında stajıma başladıktan sonra onunla birlikte cezaevlerine gitmeye başladım. Duruşmalarını izlemeye gittim. Dosyalarını okudum . onunla birlikte dilekçe yazdım.Av.ibrahim beyin hakimlikten gelme çok iyi bir ceza Avukatı olması benim tercih etme nedenlerimden birisiydi.Beni çekirdekten yetiştirdi diyebilirim  Herşey tamamdı tamam olmasına ama ben müvekkilden nasıl para isteyecektim?Benim için en çok utandığım sıkıldığım konu buydu ?Benim staj yaptığım Avukatım İbrahim bey bana hep “En iyi Avukat parasını alabilen Avukattır bunu unutma “derdi hep . “Herkesin işini yaparsın paranı alamazsan emeğin boşa “derdi.ve “Sakın ücretini peşin almayı unutma “derdi.Ben de hep Avukatımın müvekkilleri ile yaptığı konuşmaları dinlerdim. Ve en önemli nokta yani para isteme noktasındaki konuşmalarını pür dikkat dinlerdim.çünkü bir insandan hak etseniz dahi yeni başlayan bir Avukatın ücret istemesi ve ücretini alabilmesi gerçekten çok zordu.Bizim insanımız çok genç bir Avukata dava vermekten çok korkuyor.Çünkü onun tecrübesizliğinden endişe ediyor. Hiç unutmam stajımın bitti ve 2000 senesinde barodan ilk dosyamı Eyüp sulh ceza Mahkemesinden aldım ve ilk defa Adliyede ilk kez duruşmaya çıkacağım. Hakim bana ilk duruşmamda yaptığım savunma karşısında “Siz kaç senelik Avukatsınız “dedi ve ben de bu davanın ilk davam olduğunu söyledim. Hakim beni tebrik etti ve çok başarılı buldu. Bu beni daha da heyecanlandırdı . ve sene 2017 tam 17 sene oldu ve ben o Eyüp Sulh ceza Mahkemesinde ki aynı şevk ve azimdeyim.Hatta daha da artarak….. 2000- 2004 senesi aktif Avukatlık yaptıktan sonra Avukatlığımın zirvesinde evlendim ve arka arkaya 2005 doğumlu oğlum Çağatay 2007 doğum kızım sıla dünyay geldi. Annelik ve Avukatlık her ikisi de en sevdiğim hayatımın vazgeçilmez parçalarıydı. Ben en Annelikten kopabilirim ne de Avukatlıktan . Peki nasıl olacaktı?Her ikisini de aksatmadan yürütmek gerekiyordu. Ve ben iki çocuktan sonra daha az dosya alarak Anneliğimi ön plana alarak çocuklarımın bebeklik emekleme yürüme emzirme vs dönemlerinde onlarla daha yakından ilgilenebilmek onları mağdur etmemek adına biraz dosyalarımı azalttım. Ve çocuklarım ilk okula başlayıncaya kadar bu şekilde devam ettim. Çocuklarım okula başladı ve sürpriz bir şekilde 3.çocuğum şans meleğim Barlas Demirel dünyaya geldi . ve ben üç çocuklu bir Avukat olarak sanırım Türkiye de bir ilke imza atmışımdır ve Barlasın doğumundan 2 ay sonra babam hastalandı kalp krizi geçirerek hastaneye düştü ve 4 ay hastanede hayatta kalma mücadelesi verdi.ve ben o dönem çok üzüldüm ama elimden bir şey gelmiyordu. .Babam bana ben de ona çok düşkündüm.O her zaman benim sağ kolumdu.Benim 3 çocuğum olduğu için çoğu işimi babam hallederdi.Beni yormamaya benim çocuklarıma zaman ayırmama yardımcı olurdu.ve o dönemde çok zor günler geçirdim. Duruşmalarıma çocuklarımın bebeklik dönemlerinde onları bile götürüyordum .çünkü anneleri olarak emzirme vesaire dönemlerinde onlardan çok uzun müddet ayrı kalamazdım.ve bu şekilde iş hayatımı bırakmamak için çok mücadele ettim. Babam vefat etmeden önce hastanede iken babamla bir telefon görüşmesi yaptım .onu aradım. Sağlığını sordum. O da bana iyi olduğunu kendisini merak etmememi söyledi.Bilakis beni emrak ettiğini 3 çocukla ne durumda olduğumu sordu. Ben de kendisine söz verdim ve ona telefon da dedimki “SENİN KIZIN ÇOCUĞA BAKAR AVUKATLIĞINI DA YAPAR BABA BENİ HİÇ MERAK ETME “Dedim. Ve 7 Nisan 2014 de babamı kaybettim. VE KENDİ KENDİME SÖZ VERDİM . Hiçbir şekilde Yıkılmadan yoluma babamın açtığı büroyu ömür boyu devam ettireceğime dair söz verdim. Ve daha da bir azim ile daha da çalışarak bugünlere geldim. Ben şimdi ne yapmalıydım?ne çocuktan vazgeçebilirdim ne de mesleğimden …Bunun tek bir çözümü vardı.çok çalışmak daha çok çalışmak .Bu nedenle gecemi gündüzüme kattım ve hukuki makaleler yazmaya başladım. Daha çok hukuki araştırmalar Yargıtay kararları araştırmaya başladım.ve ilk makalem Adalet Haber gazetesinde yayınlanınca sevinçten bayram ettim. Daha da fazla çalıştım ve daha sonra Yaşam Gazetesinde makalelerim yayınlanmaya başladı ve sırasıyla Vatan ve Tercüman gibi gazetelerde makalelerim yayınlanmaya başladı.ve daha sonra TV HUKUK Programlarım başladı. Halen de devam etmekte. Benim bu derece başarılı olmamın ana nedeni AZİM ÇOK ÇALIŞMAK VE İŞİMİ SEVMEMDİR. Son derece fedakarlıklar ve kendimden ödün vererek gerek uykusuz kalarak gerekse yorularak işime devam etmekteyim.Ama başarımdaki ana faktör çalışmaktan sıkılmamamdır. Çok sabırlı ve fedakar bir yapım var. Hem ananelikte hem işimde aslında hayatımın her alanında bu böyle . Ben buradan benim gibi Avukat olmak isteyen genç hukukçu arkadaşlarıma sesleniyorum.Bizim mesleğimizin üç temel öğesi var sevgi &güven &emek &araştırma &disiplinli çalışma .Bunu yapamıyorsanız başarılı bir Avukat olamazsınız .Çünkü hukuk sevgi ister emek ister .Araştırma ister .özveri ister . Bunların hepsi varsa zaten siz başarılı bir Avukat olma yolundasınız demektir. Bir de ben sürekli yeni yasarlı yeni kanunları yeni Yargıtay kararlarını sürekli araştırırım bundan da büyük bir keyif alırım.Güncel haberleri kaçırmamaya çalışırım. Kısacası hayatım boyunca hep azimliydim hep kararlıydım hep çok çalıştım hakkımla emeğimle tırnaklarıma kazıya kazıya bu noktalara kadar geldim.Hep istikrarlı bir iş hayatım oldu . Müvekkillerimin dosyasını alırken ana hedefim ilk önce bana güvenmeleri .Bu konuda benden en ufak bir şüphe dahi duymamaları. Ben aynı zamanda hukuka inanan ve hukuka güvenini asla kaybetmeyen bir hukukçuyum.Bu noktaya hep kendi azmim ve çabamla geldim. Hukuk büromun tek sahibi ve tek çalışanıyım.Hukuk büromda bütün dosyaları imtina ile kendim takip etmekteyim .Bütün dosyalar kendine özeldir.Ve ben kendimi o dosyaların sahipleri yerine koyuyordum.Ben bir Avukata vekalet versem o Avukattan ne beklerim diye empati kuruyorum.ve bu durum gerçekten bir vicdan meselesi.Ve bu durum beni dosyalarıma daha da çok bağlıyor. Adliyeden en geç çıkan avukatlardan biriyim bu nedenle Evet hukuk var oldukça ben de var olmak isterim. Ve facebook ve instagram sayfalarımdan takipçilerimle de paylaştığım gibi “ADLİYEDE YAŞLANMAK İSTİYORUM” diyorum. Çünkü Adaleti temsil etmeyi seviyorum..Hukuk çok önemli benim için çünkü ortada bir insan hayatı var ve insan en önemli varlık ciddiye alınması gerek bir varlık . En ufak bir hata yapmak istemem . Bir kişinin mağdur olmasını istemem . Ceza ve boşanma davalarını tercih etmemdeki tek neden ikisi de insanın birebir şahsını ilgilendiren konular olması nedeni ile . Bir cezaevine gidin ve cezaevinin yolarında yürüyün .orada kaldığınızı düşünün .ne yaparsınız? Kendimi oradaki tutuklu ya da hükümlü yerine koyuyorum. Özgürlüğü kısıtlı bir insan size sığınmış sizden yardım istiyor. Bir boşanma davası düşünün ortada anlaşamayan iki çift ve yıpranan çocuklar …. Bunlar ve benim hassasiyetim beni ceza ve boşanma Avukatı yaptı. Geceleri evdekiler uyurken ben uyumadım ve sürekli çalıştım Başka türlü günün temposuna işe çocuklara ve davalara yetişemezdim . İşte başarı işte Nevin ömeroğlu Demirel herkese tüm hukuka Adalete hakka doğruya inananlara Selam olsun . iyi bir hukukçu aynı zamanda iyi bir insan iyi bir psikolog olmaktan geçer bunu unutmamak gerekir .

Köşe Yazarları Yaz Temizliği

Köşe Yazarları Gazeteciler Birliği Basın Bayramı’nı kutladı

Köşe Yazarları Habere telif, güçlü yerel medya demek

Köşe Yazarları ASTİM’de yeni Aile Sağlık Merkezi İnşaatı Hızla İlerliyor

Köşe Yazarları Selçuklu Külliyesinde Çalışmalar Son Aşamaya Geldi

Köşe Yazarları Aksaray’da 2600 Bağımsız Birimin Yıkımı Gerçekleştirildi

Köşe Yazarları TİMBİR’den UEFA’nın Merih Demiral kararına sert tepki

Köşe Yazarları Korsan Haberciliğin Sonu Geliyor

Köşe Yazarları Vali Kumbuzoğlu; Yümer ailesine taziye ziyaretinde bulundu

Köşe Yazarları Güvenli İnternet Medya Merkezi (GİMMER) kuruluyor

Yasal Uyarı : Kaynak gösterilerek dahi abone olmadan kısmen veya tamamen kullanılamaz... Birlik Haber Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır - 2021